LIFO (Last In, First Out) Nedir? Stok Yönetiminde LIFO Yöntemi
Bizigo Sözlük

LIFO (Last In, First Out) Nedir? Stok Yönetiminde LIFO Yöntemi

icon24.06.2025

Stok yönetimi, şirketlerin kârlılığını doğrudan etkileyen en kritik süreçlerden biridir. İşletmelerin hangi ürünleri ne zaman alıp ne zaman sattığı, maliyet hesaplamalarından vergi planlamasına kadar birçok unsuru etkiler. Bu noktada kullanılan envanter değerleme yöntemlerinden biri olan LIFO (Last In, First Out), özellikle dalgalı maliyet yapısına sahip sektörlerde ön plana çıkar. Peki, LIFO yöntemi tam olarak nedir ve ne zaman tercih edilmelidir? Bu yazıda LIFO yöntemini tüm yönleriyle inceleyerek, işletmelere sağladığı katkıları değerlendireceğiz.

LIFO Nedir? Temel Tanım ve Kısa Tarihçe

LIFO, “Last In, First Out” yani “Son Giren, İlk Çıkar” anlamına gelir. Bu yönteme göre, en son satın alınan stoklar önce kullanılır ya da satılır. Özellikle enflasyonist dönemlerde maliyetleri güncel değerlere yakın tutmak amacıyla tercih edilir.

İlk kez 20. yüzyılın ortalarında ABD'de yaygınlaşan LIFO, üretim ve dağıtım süreçlerinde fiyat dalgalanmalarının yoğun olduğu sektörlerde muhasebe hesaplamalarını optimize etmek için kullanılmaya başlandı.

LIFO Yöntemi Nasıl Çalışır?

LIFO sisteminde, örneğin 100 TL’ye alınan son ürün önce satılır ve satış maliyeti bu tutar üzerinden hesaplanır. Daha önce alınan 70 TL’lik aynı ürün ise sonraya bırakılır. Böylece maliyetler yükselir, kârlılık düşer, ancak vergilendirilebilir gelir azalır.

Bu sistem, özellikle masraf yönetimi sürecinde, işletmenin brüt kâr marjı üzerinde kontrol sağlamasına yardımcı olabilir. Maliyetlerin yüksek tutulduğu dönemlerde, LIFO yöntemi ile kâr düşük gösterilerek vergi avantajı elde edilebilir.

img

LIFO ve FIFO Arasındaki Temel Farklar Nelerdir?

Stok değerleme yöntemlerinden LIFO, en çok FIFO ile karşılaştırılır çünkü her iki sistem de envanterin nasıl izlendiğini ve maliyetin nasıl hesaplandığını doğrudan etkiler. FIFO yöntemi, ilk alınan ürünlerin ilk satıldığı varsayımıyla çalışır; bu nedenle maliyet hesaplamaları daha eski, genellikle daha düşük fiyatlara dayanır. Bu da bilanço üzerindeki stok değerinin daha yüksek görünmesine neden olabilir. LIFO ise, son alınan ürünlerin ilk satıldığını varsayar ve maliyetleri daha güncel fiyatlar üzerinden hesaplar. Bu yöntem, enflasyonist dönemlerde kârlılığı düşük göstererek şirketlere vergi avantajı sağlar. Bu iki yaklaşım arasındaki fark, özellikle ön muhasebe süreçlerinde maliyetlerin doğru izlenmesi ve raporlanması açısından büyük önem taşır.

LIFO Yönteminin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

LIFO yönteminin bazı belirgin avantajları ve dezavantajları vardır. Öncelikle avantajlarına bakıldığında, bu yöntem enflasyonist ortamlarda daha gerçekçi maliyet hesaplamaları yapılmasına olanak tanır. Maliyetlerin güncel fiyatlara göre belirlenmesi, şirketlerin brüt kârlarını daha doğru analiz etmelerine yardımcı olur. Ayrıca, satış maliyetlerinin yüksek görünmesi sayesinde dönemsel kâr düşer ve bu da vergi yükünü azaltarak nakit akışını koruma avantajı sağlar. LIFO, dijital sistemlerle çalışan işletmeler için de uyumlu bir yapı sunar. Özellikle “ERP nedir” sorusuna yanıt arayan firmalar açısından, bu yöntemin ERP sistemlerine entegre edilebilmesi büyük bir kolaylık sağlar.

Öte yandan, LIFO’nun bazı dezavantajları da göz önünde bulundurulmalıdır. En belirgin olumsuz yönlerinden biri, daha önce alınan ve düşük maliyetli stokların uzun süre envanterde kalması nedeniyle bilanço değerinin gerçeğe göre düşük görünmesidir. Ayrıca, LIFO uluslararası finansal raporlama standartları (IFRS) tarafından kabul edilmediğinden, global ölçekte faaliyet gösteren firmalar için bu yöntem sınırlayıcı olabilir. Son olarak, fiziksel stok hareketleri ile muhasebe kayıtları arasında uyumsuzluk yaşanabileceği için stok takibi karmaşık hale gelebilir ve bu da operasyonel verimliliği olumsuz etkileyebilir.

LIFO’nun Muhasebe ve Vergi Uygulamaları

LIFO yöntemi, bazı ülkelerde özellikle vergi planlaması açısından sağladığı avantajlar nedeniyle tercih edilmektedir. Ancak, uluslararası muhasebe standartları arasında tam anlamıyla kabul görmemektedir. Türkiye’de LIFO’nun uygulanabilirliği, Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında oldukça sınırlıdır ve genellikle alternatif stok değerleme yöntemleriyle birlikte değerlendirilir. Buna karşın, ABD gibi bazı ülkelerde LIFO yasal olarak kabul edilmekte ve şirketler tarafından yaygın şekilde kullanılmaktadır. Özellikle yüksek hacimli stok hareketlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, bu yöntemi kullanarak dönemsel vergi yüklerini optimize edebilmektedir. LIFO’nun etkin bir şekilde uygulanabilmesi için, büyük şirketler için Bizigo gibi dijital çözümlerle entegre çalışabilen sistemlerin tercih edilmesi, muhasebe süreçlerinin doğruluğu ve verimliliği açısından önemli bir avantaj sağlar.

LIFO Yönteminin Kullanıldığı Sektörler ve Örnekler

LIFO yöntemi, maliyetlerin sıkça değiştiği ve fiyat dalgalanmalarının yoğun yaşandığı sektörlerde yaygın olarak tercih edilmektedir. Özellikle petrol ve doğalgaz şirketleri, metal ve maden sanayi, büyük ölçekli perakende zincirleri ile otomotiv yedek parça sektörleri bu yöntemin uygulandığı başlıca alanlardır. Bu sektörlerde ürün maliyetleri kısa zaman dilimlerinde önemli ölçüde değişebildiği için, LIFO yöntemi dönemsel maliyetlerin daha doğru yansıtılmasını ve kârlılık analizlerinin gerçekçi şekilde yapılmasını sağlar. Ayrıca, hizmet üretiminde değişken giderlerin yoğun olduğu seyahat yönetimi gibi alanlarda da LIFO yöntemi, operasyonel maliyetlerin takibi açısından pratik ve stratejik bir avantaj sunabilir.

LIFO Yönteminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

LIFO yöntemi uygulanırken aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir:

  • Yasal uygunluk: Faaliyet gösterilen ülkenin muhasebe mevzuatı ve vergi düzenlemelerinin LIFO yönteminin kullanımına izin verip vermediği dikkatle değerlendirilmelidir.

  • ERP uyumluluğu: LIFO hesaplamalarının ERP sistemleriyle otomatik ve doğru entegre edilmesi gerekir.

  • Stok takibi: Fiziksel stok hareketleriyle muhasebe kayıtları arasındaki farklar düzenli kontrol edilmelidir.

  • Uzun vadeli planlama: Kârlılığın düşük gösterilmesi, yatırımcılar açısından olumsuz algılanabilir.

Bu konulara dikkat edilmeden yapılan LIFO uygulamaları, şirketin finansal performansını yanlış yansıtabilir.

Hangi Durumlarda LIFO Tercih Edilmeli?

Her envanter yöntemi her işletmenin yapısına uygun olmayabilir; bu nedenle LIFO yöntemi belirli koşullarda tercih edilmelidir. Özellikle enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde, maliyetleri güncel verilere göre yansıtmak isteyen şirketler için LIFO etkili bir çözüm sunar. Aynı zamanda, kısa vadede vergi yükünü azaltmayı hedefleyen firmalar için de avantaj sağlar. Fiyat dalgalanmalarının yoğun yaşandığı sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, LIFO sayesinde maliyet kontrolünü daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilir. Ayrıca, dönemsel kârlılık oranlarını bilinçli bir şekilde yönetmek isteyen şirketler için de bu yöntem stratejik bir araç olabilir. Ancak, masraf yönetimi ve nakit akışı planlamasında kısa vadeli faydalar sunsa da, LIFO’nun uzun vadede bilanço değerlerini düşürebileceği göz önünde bulundurularak dikkatli ve planlı bir şekilde uygulanması önemlidir.

LIFO yöntemi, doğru kullanıldığında şirketlerin finansal stratejilerinde önemli bir kaldıraç işlevi görebilir. Ancak uygulanabilirliği, sektörel dinamikler ve yasal düzenlemelerle doğrudan ilişkilidir. ERP nedir, ön muhasebe süreçleri nasıl işler gibi soruların yanıtlarını bilen işletmeler, LIFO gibi muhasebe tekniklerini çok daha etkin şekilde kullanabilir. 

İşletmenize en uygun envanter değerleme yöntemini seçerken, uzun vadeli finansal hedeflerinizi, yasal uyumluluğu ve teknolojik altyapınızı mutlaka göz önünde bulundurun.

Bizigo ile Seyahat & Masraf Yönetimi Tek Platformda

Ücretsiz demomuzu inceleyerek Bizigo ayrıcalıklarıyla tanışmak için lütfen formu doldurun.

arrow
Kullanım Koşulları ve KVKK metnini onaylıyorum.